Bizler kökleri köreltilmiş, can damarları kesilmiş, gelecek ufku karartılmış bir zamana doğduk. Çocukluk ve gençliğimiz geçmişi ve geleceği olmayan bir boşluğa mahkum edilmişti adeta. Bu ülkenin dillere destan olan tarihi ile olabildiğince tezat bir durumla karşı karşıya günlere doğduk ve büyüdük.

Rabbimizin lütuf ve ikramı ile sayıları parmakla gösterilecek kadar azalmış bulunan Allah dostları ile tanışmamız ve bir kulba sarılmamız bir can suyu oldu. 60-70’li yılların bütün karanlık ve karmaşıklığına rağmen bir avuç dost bulduk kendimize ve birbirimizi büyüttük ellerimizle.

Kah bir öğrenci evinin eski kilimlerinde oturduk, kah bir dere kenarında yada bir yaylada büyüttük hayallerimizi. Bin yılı aşkın bir sürede kökleşen, genlerimize işleyen ve bu gün kirletilmeye çalışılan hasletlerimizi yeniden nasıl canlandırabileceğimizin derdini çektik.

Rabbimize hamd olsun bizlere çalışmalarımız üzerinde bir bereket ihsan eyledi ve bu gün binlerce genç kardeşimizi bu yola baş koymuş olarak görüyoruz. İmkansızlıklar içinde başlayan, hayatı iman etmek ve bu uğurda cihad etmek şuuruyla yoğuran bir süreci bu günde paylaşan gençler görüyoruz.

Derdi olan genç kardeşime sırtını sağlam bir çınara yasladığını hatırlatmak isterim. Geçmişten geleceğimize bir töhmetiniz yok, yüzünüzü kızartacak hareketler yok, bu toprakların genleriyle çatışacak marjinallikler, aşırılıklar yok.

Bilakis geçmişinizde övünülecek hatıralar, bedeli ödenmiş çalışmalar, yüz akıyla ahirete göçmüş ağabeyleriniz var.

Bu gün hepimize düşen geçmişten geleni bu günümüze uyarlayarak 2010’ların Türkiye’sine gelecek yılların ufkuna göre çalışmalar üretmek olmalı.

Bu derdin emekliliği yok. Kendi ellerimizle büyüttüğümüz birbirimizi kendi ellerimizle toprağa verene dek imanımızın gereği olan cihad ile yaşama arzumuz. Tek dileğimiz alnımızın yazısının bu olması. Genç kardeşim yolumuz açık olsun.

Rabbim ayaklarınızı istikamet üzere sabit kılsın.

Kardeşliğinizi pekiştirsin ve hepimizi habibine komşu eylesin.

Allah’a emanet olunuz.

24 Mayıs 2015